9 Ocak 2010 Cumartesi

Espers

9 Ocak 2010 Cumartesi

The Demolished Man. Alfred Bester'ın 1953 tarihli kitabının ismi. Türkçeye Yıkım'a Giden Adam olarak çevrilmiş. The Demolished Man filminin de senaryosu bu kitaba dayanır. Ben Reich'ın 24. yüzyılda planladığı bir cinayetle başlar kitap. 24. yüzyılda cinayet çok ütopik kavramdır, 21. yüzyıldan beri kimse öldürürmemiştir çünkü. Fakat başarılı olur. Rakip şirketin kurucusu, başkanı her şeyi olan Craye D'Courtney'i, teklif edilen birleşme teklifini kabul etmediği için öldürür. Ya da Ben Reich öyle sanar. Peşine düşen, kafasına koyduğunu yapan, güçlü karakterli bir polis olan Lincoln Powell bu işin peşini bırakmaya niyetli değildir. Bir Esper olan Lincoln Powell zihin okuyup, karşısındaki diğer esperlerle ağzını açmadan konuşabilirdi. Esperlerin böyle bir özelliği vardı. Bu özellik sayesinde Ben Reich, Powell'dan, dolayısıyla kanundan kaçamayacaktır. Ama cinayeti işleyebilmesini sağlayan şey de, bir kaç esperin kendisine yardım etmesi, ve Reich'in öğrendiği, esperlerin kafasını karıştırmasını sağlayan aptal bir şarkıdır. Evet, grubun ismi bu kitaptan geliyor. Esper'in tam anlamı "extra sensory perception" şeklinde. Espers, Amerikalı bir grup ve 2002'den beri ortalardalar. Bu zamana kadar 4 tane albüm ve ep çıkartmışlar. En son çıkan albümleri 2009 tarihli III. The Weed Tree de ep şeklinde yayınlamış tek kayıtları. Bu Ep'nin kapağındaki, ağaç ve tohumlar gayet keyifli duruyor. Ve kapağı hoş bi hale getiriyor. Albümdeki şarkılar genel olarak yavaş bir havada ilerliyor. Folk tanımını rahatlıkla kullanabileceğimiz bir grup. The Weed Tree EP'sindeki Rosemary Lane ve Flaming Telepaths bence en güzel Espers şarkılarından. Flaming Telepaths 9 dakikalık bir şarkı. Ama en ufak bir sıkıntı, bayıklık barındırmıyorlar içinde. Şarkının her saniyesi ayrı bir zevkle dinleniyor. Geçtiğimiz aylarda Bant Dergisinin organize ettiği gecede Ghost grubundan Masaki Batoh ile Espers'dan Helena Espvall birlikte sahneye çıkmışlardı. Malesef izleme fırsatı bulamadım. 2009 yılı içersinde kaçırdığım için üzüldüğüm konserlerden birisidir. Grouper, Wildbirds & Peacedrums, M83 ve Oi Va Voi da diğerleri. Espers, çok şaşalı bir grup değil. Çıkacakları konser için bir milyon dolar istemiyorlar, sadece sahneye çıkıp şarkılarını çalıyorlar. Şarkıları da gayet basit, daha doğrusu sade. Bu sadeliği de en iyişekilde kullanıp, kulaklarımızın pasını siliyorlar. Bağımlılık yapabilecek bir grup.

0 yorum:

Search

 
◄Design by Pocket► Distributed by Blogspot Templates