14 Haziran 2010 Pazartesi

Two Gallants

14 Haziran 2010 Pazartesi 0

Büyüyünce astronot ya da korsan olmak istediğimiz yaşlarda beraber müzik yapmaya başlayan iki küçük çocuk Two Gallants. 12 yaşından beri beraber müzik yapan Adam Stephens ve Tyson Vogel ise dünyaca ünlü müzisyenler olmak istemişler büyüyünce. 2002 yılında ikisi de 20 yaşındayken San Francisco'da Two Gallants ismi ile sahne almaya başlamışlar ve ilk kayıtlarınıda bu yılda yapmışlar. Kaydın yayınlandığı günden itibaren bügüne kadar da hiç durmadan ev partileri, sokaklar, parklar dahil her yerde sürekli müzik yapmışlar. Tabiki daha sonra büyük festivaller, turneler kaçınılmaz olmuş.

En son 2007 yılında 'The Scenery of Farewell' EP si yayınlandığından beri konserlere ağırlık veren ikili aynı zamanda solo projeleriyle de ortaya çıkmaya başladı. Tyson'ın solo projesi olan 'Devotionals' önümüzdeki temmuzun 13ünde bir albüm yayınlayacak imiş. Buradan myspace sayfasına ulaşıp dinleyebiliyoruz. Adam'ın solo kayıtlarına ise buradan ulaşabiliyoruz. Şu aralar yeni bir Two Gallants albümüdür EPsidir yok gibi. Yinede napıyorlar ne ediyorlar göz atmak için web siteleri bu.

13 Haziran 2010 Pazar

Broken Bells

13 Haziran 2010 Pazar 0

Danger Mouse kadar aktif bir müzisyen daha tanımıyorum! Tamam, belki biraz abartmış olabilirim. Ama siz de takdir edersiniz ki, Danger Mouse A.k.a. Brian Burton'ın elinin değdiği albümler daha bir güzel oluyor. Ayrıca yapımında emeği olduğu albümler de o kadar seyrek aralıklarla çıkmıyor. Gerçekten mucize gibi birisi.
Ve yeni bir Danger Mouse ortaklığı. Bu sefer The Shins'den James Mercer ile birlikte. Oluşumun ismi Broken Bells.
Broken Bells'in varlığı 2009 yılının eylül ayında açıklandı.
2004 yılındaki Roskilde festivali sırasında, James ve Brian sevdikleri müzisyenlerin genelde aynı insanlar olduğunu anlayınca birlikte bir şeyler yapabilir diye düşünerek harekete geçmişler.
Birlikte albüm kayıtları için çalışmaya başlamaları 4 yıllık bir süreden sonra 2008 yılında mümkün olmuş.
9 Mart 2010 tarihinde de albüm ortaya çıkmış.
Albümün neye benzediğine gelirsek; Brian Burton bana göre alamet-i farikası olan durum bu albümde de var. Yani kendisini geri plana çekerek, birlikte çalıştığı adamları öne itme durumu. James Mercer bu albümün her şeyi gibi dursa da, Brian Burton'ın yokluğu bu kayıtların tatsız tutsuz bir halde olmasına neden olurdu.
Klasik The Shins şarkıları dinler gibi bir hava var albümde. Sebebi de az önce söylediğim gibi Brian Burton'ın kendisini geriye çekip,"sadece prodüktor gibi" kalmasıdır.
Albümün prodüktörlüğünü kendisi yaptığı gibi, albüme 4 farklı entrüman çalarak ve bilgisayar programlarını yazarak da katkıda bulunmuş.
Broken Bells harika bir albüm. Dinlerken gerçekten keyif alıyorsunuz. Ama 2010 yılında o kadar çok harika albüm çıktı ki, Broken Bells'i haziran ayı itibariyle ilk 10'a almam çok zor.
Yine de indie rock sevenleri heyecandıracak bir albüm.

12 Haziran 2010 Cumartesi

Laura Marling - I Speak Because I can

12 Haziran 2010 Cumartesi 2

22 mart 2010’dan önce tek tek parçaları döküldü “I speak because I can”in. Para karşılığı müzik parçalarının verildiği yerlerde falan. İnsanlar bir heyecanlandı bu parçalara: Goodbye England (Covered in Snow) ve ya Devil’s Spoke. Albümün hemen ardından “Rambling Man”in single’ı yayınlandı güzel bir klip ile beraber. Orta yaşlardaki bir adamın özgürlüğüne yüzmesi, kahverengi saçlı yeni Laura Marling’in gözümüzün içine baka baka şarkıyı söylemesi. En son “What He Wrote” geldi single olarak, acıklı bir öyküsü varmış onu bildik. Çünkü 2. Dünya savaşından (evet bizim girmediğimiz savaş – dolayısı ile Almanlar yenildiği için yenik sayılmadığımız-) bir kadının kocasına yazdığı mektuplardan esinlenilmişti. Hatırlayalım sözlerini: He wrote: 'I'm broke, please send for me.' But I'm broke in two, and spoken for, do not tempt me.”
Yapımcı Ethan Jones ise yeni Laura’nın yeni albümünü güzel tanımlamış: sorumluluk , özellikle kadınlığın sorumluluğu. Büyümüş yeni Laura Marling oksford tarzı topuklu ayakkabılarını bağlarken kenarda, Noah and the Whale’dan tanıdığımız eski sevgilisi Charlie Fink yüzünden “kötü kadın” imajını silmeye çalışmamış aslında ama “büyüdüm ben!” in altını sürekli çizmişler sanki. Ayrılığın acısından mı bilinmez ama Charlie Fink bu albümde yer almamış. Izdırap dolu Noah and the Whale’ın son albümünün çoğu kısmı Laura Marling’e atıftı gerçi. Ancak kızımız daha olgun davranmış ve ya ayrılık acısını pek de hissetmemiş Fink kadar. Bize ne, diyemeyeceğimiz kadar fırtınalar koparttıkları için şarkı sözlerinde, derinlerden bir yerlerden dinleyiciler de dahil oluyor bu aşka. En azından minor-major doku, “şimdi gel de gör beni bambaşka biri” vari sözler zaten kendilerine ait olsa da, bizlere sunuluyor. Teknik olarak içindeyiz yani. Marling, Marcus Mumford, Ted Dwayne ve Winston Marshall gibi isimlerle çalışmış. (Yine birbirine sadık gruplar: Mumford & Sons, Noah and the Whale- canlarım-)
Magazin haberleri bir yana müziğe tekrar dönmek gerekirse, 2008'in Mercury adayı ilk albüm olan “Alas I Cannot Swim”, daha gelişen şarkı sözleri ile “I speak because I can” folk müziğe gönül veren şu camia için vazgeçmilmez bir albüm. Ayrıca albüm isimlerinin güzelliği de kenarda dursun.

Search

 
◄Design by Pocket► Distributed by Blogspot Templates