28 Kasım 2008 Cuma

Sufjan Stevens - The Lakes Of Canada

28 Kasım 2008 Cuma 0

Benim en sevdiğim müzisyenlerden birisi, en sevdiğim şarkılardan birisine cover yaptı. Sufjan Stevens, The Innocence Mission'ın Birds of My Neighborhood albümündeki The Lakes Of Canada şarkısını bir çatı katında, La Blogotheque için çalarken çekilmiş bir videodur yukarıdaki. Bu adamın hareketlerini her zaman sevimli bulmuşumdur. "Çok rüzgarlı, burda çalamıyorum" dedikten sonraki gülüşüne saatlerce bakılıp kahkaha atılabilir. Dişlerinin ayrıklığı da göze çarpan başka bi ayrıntı oluyor.
Sufjan Stevens The Lakes Of Canada'yı söylüyor.

Fleet Foxes - White Winter Hymnal


25 Kasım 2008 Salı

Say Hi - The Wishes and the Glitch

25 Kasım 2008 Salı 1
Say Hi (Say Hi to Your Mom) bence duyduğum en güzel isimli gruplardan biri. Seattle'dan olan bu grup yeni ve 5. albumleri ile karşınızda...



DOWNLOAD

21 Kasım 2008 Cuma

A Place To Bury Strangers

21 Kasım 2008 Cuma 1

Adından da anlaşılabileceği gibi karanlık bir grup A Place To Bury Strangers. Shoegaze ve Psychedelic rock türünde müzik yapan grup, The Jesus and Mary Chain'in Psychocandy albümünün 2007 baskısı gibi duruyor.
A Place To Bury Strangers dinleyen bir kişini ağzından çıkan ilk cümle, "The Jesus and Mary Chain, Psychocandy, şahane" oluyor.
APTBS, New York çıkışlı gruplardan birisi ayrıca.
Grup, The Jesus and Mary Chain etkilerini, hiç itirazsız kabul ediyor. 2007 yılında onlarla birlikte bir konserde çıkmış olmaları da onlar için ayrı bir dönüm noktası olmuş.
Turlarına katıldıkları diğerler gruplar, Nine Inch Nails ve MGMT.
70'lerden günümüze kadar gelen, New York çıkışlı Telesivion grubunun post-punk esintileri de, daha albümün ilk şarkısı Missing You'dan hissedilebiliyor. Siouxsie and the Banshees, Joy Division ve Bauhaus da APTBS'in müziğine etki eden diğer gruplardan bir kaçı. Vokal ise; Ian Brown etkili Jim Reid tadında şekil bulmuş albümde.
Bir çok gruptan ilham aldıkları, bunları albümlerinde harmanlayıp güzel bi iş çıkardıkları ortada.
1998'den beri yeni bir albüm çıkartmayan The Jesus and Mary Chain'i özleyenler için birebir. Kim bilir, Radiohead'in alt grup olarak çıktığı James konserlerinden sonra, James'den daha çok ismini duyurması gibi olur.
APTBS'in grupla aynı ismini taşıyan tek albümü 17 Eylül 2007 tarihinde piyasaya sürülmüştü.
A Place To Bury Strangers

19 Kasım 2008 Çarşamba

Beach House - Used To Be

19 Kasım 2008 Çarşamba 0

Beach House, 21 Ekim'de "Used To Be" isminde bir single yayınladı. Bu single'da iki şarkı var; Used To Be ve Apple Orchard'ın demo versiyonu.
Used To Be şarkısına, bağımsız filmlerden fırlamış gibi duran bir klip çekmişler. Used To Be isimli bu kısa filmde, başrolde Victoria Legrand ve Alex Scally var.
Used To Be

Alina Orlova - Laukinis Suo Dingo



Dünyada olup bitenlerin yanında olmak muhteşem. Elli yıldır bunun için bir şeyler veriyorsanız size sadece Love of Common People’ın blog sayfasından “dünyada olup bitenleri de dinleyin abiğlerim ablalarım” diyebilirim naçizane. Bazen duyabileceğiniz, alabileceğiniz tatlar o kadar harika oluyor ki. Tuhaf tuhaf hislere sokuyorlar sizi. Hiç yaşamadığınız ama sanki içinde olduğunu tuhaf duygular. Dünyanızı değiştirmez tabi. Anlık duygu değişimlerini yaşatır. Hani bazen harika bir kitabın sonuna gelip, “bitirmeseydim be” deyip geri dönmek gibi. -Örneklerim şahane farkındayım.-



Litfanya - litvanya için daha güzel, Litvan bir arkadaşımız Alina Orlova. İsminin ağırlığında değil hiç. Oyuncu gibi, güler size falan. Piyanosundan ses bile verir. Bir bakarsın yönetmen koltuğuna oturur bağımsız film kraliçesi olur. İşte Orlova denen hatun böyle bir hacimde. Bin dokuzuz seksen sekiz doğumlu olması, kıvır kıvır saçlarından turuncu sular akıta akıta dağların, yıldızların sesi olmuş. O kadar olgunmuş gibi davranıyorlar buna çevrede, bana sorarsanız sesinden belli çocukluğu. Sade, pürüzsüz, keman gibi ses onun sahip olduğu. Ardındaki orkestra. İşte albümü “laukinis suo dingolakin tek albümü. Nedir onu bile bilmiyorum. Bulamadım da zaten. Üşendim de.



Ben bir dergide gördüm seksen yıl önce. Dergi yazarı kişi “Beirut”a benzetmişti. Hayli ilgimi çekti ama uzun süre sadece Myspace’den dinleyebildim. Etkilenmemek elde mi... Hayır, Beirut’a dönen sade yanı enstrüman çokluğu gibi göründü bana. Beirut sanki yolların, sokakların, insanların; Alina Orlova ise düşlerin, hayallerin, gökyüzünün.


Hepsinden öte kulaklığın ucunda.



Aferim Orlova. Sen hepimizin kalbini çaldın.

Last.fm'den dinleyin.

İndirin (ama .flac uzantılı) İkinci partı unutmayın.

14 Kasım 2008 Cuma

One Little Plane - Until

14 Kasım 2008 Cuma 1

One Little Plane'i ilk dinlediğimden beri baya bi zaman geçti. Baya dediğime bakmayın, albümü 30 Haziran 2008 tarihinde çıktı. Dinlediğim ilk günden beri bloga yazmayı planlıyordum, fakat başkalarının da One Little Plane dinleyecek olması yazmamı zorlaştırmıştı. Hala da zor yazıyorum. Aynı anda, bencillik ve kıskançlık yaşıyorum. Affedin. Aslında beni anlayabilirsiniz, çok sevdiğiniz bi kitabı yalnızca çok sevdiğiniz insanların okumasını istersiniz, aldığınız bir tişörtü başkasında görmekten hoşlanmazsınız. Öyle birşey sanırım.
One Little Plane, Kathryn Bint isimli şirin arkadaşımızın sahne ismi. Until albümünün yapımcılığını, Four Tet olarak tanıdığımız Keiran Hebden yapmış.
Kathyrn yaptığı müziği "dreamy heart warming folk","gently wistful, dust-kicking psychedelia" ve "simple, heartfelt melodies" olarak tanımlıyor. Yaptığı müziği gayet iyi tanımlamış olmasına rağmen daha basit olarak, bunların üstüne benim verebileceğim etiketler, "akustik pop" ve "folk" olabilir. İlk olarak Radiohead'in Dead Air Space sayfasına albümü tanıtan bir yazı ekleyen Colin Greenwood sayesinde ismini duyurmayı başardı.
Albümdeki tüm şarkılar insanın içini ısıtan, sevimli melodilerle dolu olsa da, "Make of Me", "Sunshine Kid", "Nobody Out There" gibi şarkılar bu sevimli melodilerin bıraktığından daha fazla bir etki bırakıyor.
Albümü dinlerken, "elinde gitarıyla, kocaman yeşil gözleriyle, karşımda çalarken dinlesem, ne kadar çok keyif alırdım" diye düşünüyorum. Belki bir gün o da olur.
Until

10 Kasım 2008 Pazartesi

Alaska in Winter - Dance Party In The Balkans

10 Kasım 2008 Pazartesi 0

Alaska in Winter, Amerikalı Brandon Bethancourt'un tek kişilik grubunun ismi, kendisi Almanya'nın Berlin şehrinde yaşıyor.
Brandon, "Dance Party in The Balkans" albümüyle çıkışını yapmış olsa da, hiç yayınlamamış olan ve Atlantis gibi kayıp olan albümü "Ivan Fyodorovich is Not a Real Person" da var. Aslında bu yazıyı 7 gün sonraya bırakmak istemiştim. Çünkü Brandon Bethancourt, Alaska in Winter'ın ikinci albümü olan Holiday'i 17 Kasım'da, Avrupa'da piyasaya sürecek. Bir hafta sonra yeni albüm hakkında bir yazı ve linki ekleyebilirim umarım.
Brandon Bethancourt ve Beirut'dan Zach Condon birlikte bir kaç çalışmalarda bulunmuş, baya yakın oldukları biliniyor. O çalışmalardan birisi de "Dance Party In The Balkans", Zach Condon da bu albümde ukulele, trompet ve sesiyle eşlik etmiş Brandon'a. Zach Condon'dan bahsetmişken, 16 Şubat'ta da Beirut "March of the Zapotec" ve "Holland" isimli iki tane EP yayınlayacak, yeni albümün çıkış tarihi olarak da "kesin olmamakla beraber" sonbahar olarak belirlemişler.
Alaska in Winter'ın müziği elektronica olarak tanımlanabilir. Albümün isminden anlaşılacağı gibi balkan esintilerini de kullanmışlar bu albümde. Zach Condon'ın ve A Hack And Hacksaw'dan Heather Trost'un albüme katkı yapıyor olması, bu albüme folk müziğin sıcaklığının bulaşmasını sağlamışlar.
Close Your Eyes - We Are Blind uzun süre kulaklarınızdan gitmeyecek bir şarkı.
Grubun adına yakışmayacak kadar sıcak bir albüm.
Dance Party In The Balkans

5 Kasım 2008 Çarşamba

the 24 Carat Black-Ghetto Misfortune's Wealth

5 Kasım 2008 Çarşamba 0
Bir arkadaşımın tavsiyesiyle dinlemeye başladım bu grubu daha önce adını bile duymamıştım ki nette de kendilerine dair pek birşey bulamadım, sadece last fm de kendilerine dair tagler vardı "soul, jazz, funk, blaxploitation"
Normalde müzik dinlerken ders çalışamam, kitap okuyamam, yüksek konsantre gerektiren herhangi bir iş yapamam. Bu tabii 24 Carat Black'in Poverty's Paradise'ını dinleyene kadardı. 12 dakika süren yumuşak bir şarkı. poverty's paradise dan önce gelen in the ghetto adlı parçada isminden anlaşılcağı üzre bir hayli "ağır" ama ondan sonra gelen şarkılarda daha eğlenceli ritmlere sahip albüm. Funk kısmının hakkını veriyorlar.
Ayrıca bu albüm ilk 1973 yılında piyasaya sürülmüş. 1993 yılında ise cd olarak 2. baskı yapılmış.


1-In The Ghetto / God Save The World
2-Poverty's Paradise
3-Brown Baggin'
4-Synopsis Two: Mother's Day
5-Mother's Day
6-Foodstamps
7-Ghetto: Misfortune's Wealth


link

Search

 
◄Design by Pocket► Distributed by Blogspot Templates