30 Aralık 2008 Salı

Andrew Bird

30 Aralık 2008 Salı 0

Andrew Bird'ün yeni albümü henüz yayınlanmadı. Ama internete düşeli bir kaç hafta oldu. 20 Ocak 2009'da müzik marketlerde olucak. (Hayır, Türkiye'de olmayacak tabi ki)
Andrew, bir çok müzik aletini ustaca kullanabiliyor. Islık, gitar, keman (ayrıca kemanı arşesiz, gitar gibi kullanarak da şahane bir ses yaratıyor), mandolin ve glockenspiel kullandığı müzik aletleri.
Çocukluğundan beri müzikle ilgilenen -4 yaşında keman çalmaya başlamış- Andrew, solo projelerinden başka gruplarda da yer almış. Squirrel Nut Zippers ve Andrew Bird's Bowl of Fire gibi.
Bazı müzisyenlere de albümlerinde eşlik etmiş, bu müzisyenler de Andrew Bird'den aşağı kalır bi yanı olmayan şahane yetenekli insanlar.
Örneğin; Bonnie 'Prince' Billy, My Morning Jacket, Magnolia Electric Co., Final Fantasy gibi.
Andrew Bird'ün yayınladığı ilk albüm Music Of Hair 1996 yılında çıkmış. 12 şarkılık bu albümde "Rhodéàdöh" ve "Ratitat/Peter's Wolf/Oblivious Reel" gibi garip isimli şarkılar da var. The Mysterious Production of Eggs albümündeki iki şarkıyı nasıl telaffuz edeceğimi bilemediğimden "çek" ve "dalga" diyorum. Şarkıların isimleri şöyle; "√" ve ~".
Andrew Bird's Bowl of Fire adı altında yayınladığı ilk albüm Thrills olmuş. Bowl of Fire olarak yaptığı müzik daha çok Jazz ve Swing tadında. Gospel ve Country havalarını da unutmamak gerek.
Daha sonra Oh! The Grandeur albümü çıkıyor, yine Bowl of Fire ile birlikte. 2001 yılında çıkarttığı The Swimming Hour albümünden sonra hiç bir albümünde Bowls of Fire adı yoktu.
Ama çıkarttığı Fingerlings isimli konser albümlerinde -ki bu albümlerden üç tane çıktı- Bowl of Fire şarkılarına yer verdi.
Weather Systems, The Mysterious Production of Eggs ve Armchair Apocrypha albümleri bugüne kadar yayınladığı albümler.
Yazının başında bahsettiğim gibi, 20 Ocak'ta yeni bir albümü çıkıcak, Noble Beast. Albüm 14 şarkıdan oluşuyor, ve 9 şarkılık da bir bonus disc var.
Albümlerini dinledikten sonra, canlı perfomansını izlediğinizde -youtube- farkedeceğiniz bir olay var, şarkıları değişik biçimlere sokuyor, o şarkının aslında bildiğiniz şarkı olduğunu sözlerine bakarak anlayabiliyorsunuz.
Şarkı sözlerinin, edebi açıdan da birer eser olduğu söyleniyor.
Andrew Bird, indie müzik açısından çok önemli bir müzisyendir. Kısacası, Andrew Bird yıllarca dinlenecek albümler nasıl yapılır onu gösteriyor, kadife sesinin de bu başarısına olan etkisi tartışılmaz.
Andrew Bird @ Official
Andrew Bird @ Myspace

The Shins


The Shins dinlemeyi ne kadar özlemişim! Dün Scrubs izlerken bi anda New Slang çalmaya başladı, bi garip oldum. Albümlerinin hepsini tekrar indirdim, sabahtan beri de dinliyorum. Australia ve Caring is Creepy'nın kliplerini izledim, güne şahane bi başlangıç yapmış oldum.
Bana kalırsa bu adamları meşhur eden kişi Zach Braff. Scrubs'da iki şarkılarına yer vermiş, ayrıca kendi yönettiği filmi Garden State'de de The Shins var. Garden State filminin soundtrack'i şimdiden en iyi soundtrackler arasına girdi bile.
Ayrıca The Sponge Bob Squarepants'ın film versiyonunun da müziklerini yapmışlar.
1995 yılında yayınladıkları, ilk kayıt Spork EP'si olmuş, ama EP sırasında isimleri henüz The Shins değildi, Flake olarak başlamışlardı müzik hayatlarına.
Daha sonra 1997'de çıkarttıkları albümün ismi When You Land Here, It's Time to Return, bu albümdeki isimleri de farklı; Flake Music. Ama bu albümdeki şarkılardan birisinin ismi The Shins.
2001 yılında çıkan Oh, Inverted World ise The Shins adı altında çıkan ilk albümleri. Bu albümü ismi, ikinci şarkı One by One All Day'da geçen bir sözden alınmış, bu şarkıda da Friedrich Nietzsche'nin Zur Genealogie der Moral isimli yazısına bir ima yapmışlar.
Bu albümden iki şarkı, Caring is Creepy ve New Slang, Garden State filminde yer alıyordu.
2003'de yayınladıkları Chutes Too Narrow albümüyle Amerika ve Britanya müzik listelerine giriş yapmayı başarmışlardı. Grup albüm prodüksüyonunu kendisi yapıyor, fakat bu albümde Modest Mouse'dan da yardım almışlar. Ama yaptıkları son albüm Wincing the Night Away'de prodüktörlüğü grubun solisti James Mercer tek başına üstlenmiş, ayrıca kendi bodrumundaki stüdyosunda kaydedilmiş.
Wincing the Night Away 2007 yılında piyasaya çıkmıştı. Grup albümlerini Sub Pop Records'dan çıkartıyolar. Bu yapım şirketi, geçişte, Nirvana, Dinasour Jr., Mudhoney, Fugazi, Sebadoh ve Green River gibi grunge gruplarının albümünü yapıyordu, aslında onları meşhur eden Sub Pop'tı. Son dönemde The Postal Service, The Shins, Dntel, Fleet Foxes, Foals, Iron & Wine, Modest Mouse ve The White Stripes gibi indie-electronic albümleri yayınlıyorlar. "Grunge öldü, ve indie, grunge'ın gayrı-meşru çocuğu" durumu biraz.
Albümün ismi Sam Cooke'ın bi şarkısında geçen sözden esinlenerek oluşturulmuş, şarkı da geçen söz Twistin' the Night Away iken Wincing the Night Away olmuş.
Albümdeki ilk şarkı Sleeping Lessons'ın ismi de James Mercer'ın insomnia'sına aradığı çarelere dayanıyor.
Psychedelic, Hawaii folku, New Wave ve Post-punk esintileri taşıyan bir müzik yapıyor The Shins. Belle & Sebastian'ın çok az daha sert versiyonu diyebiliriz, bunu da İskoçya'nın havasına bağlayarak, Belle & Sebastian'ın daha hafif kalmasını açıklayabiliriz.
Yaptıkları müzik kesinlikle dinleyenleri mutlu ediyor, neşeli çocuk şarkıları söyler gibi söylüyorlar şarkılarını. Uzun zamandır hoşlandığınız arkadaşınıza, ondan hoşlandığınızı söylediğiniz de, aldığınız cevap eğer hoşunuza gidiyorsa, içinizde tarifsiz birşeyler olur, sanki akciğer ve mide yer değiştirir gibi, arkanızı dönüp zıplayarak giderken, ıslık çalar, şarkı söylersiniz, işte o şarkı gibidir The Shins.
Yürürken, sınıfta, otobüs beklerken veya otobüsün içinde dinlerken yüzünüze salak bir gülümseme bırakırlar, cama kafanızı yaslar, dinlersiniz.
The Shins @ Myspace
The Shins @ Official

28 Aralık 2008 Pazar

Landon Pigg-Coffee Shop

28 Aralık 2008 Pazar 0

Minicik, ufacık bir şarkıyla karşınızdayım bugün. Yumuşacık bir ses, böyle kadife sesli derler ya öyle resmen. Huzur dolu, tekrar tekrar dinlemek için sabırsızlanacağınız bir şarkı Falling Love At a Coffee Shop. Benim çoktan gönlümü kazanmış durumda şirinliği ve sadeliğiyle. Sizlerde de benzer etkiyi yaratacağını düşünüyorum. İyi dinlemeler.
(not: Woody'ye sonsuz teşekkürler)

Falling Love At a Coffee Shop

15 Aralık 2008 Pazartesi

The Beatles - Let It Be

15 Aralık 2008 Pazartesi 1

2 sene sonra tekrar doğan Beatles aşkım ve beni yine etkileyen Let it be şarkısı. Aslında 8 Aralık'ta yayınlamam gerekirdi ama işte eve gelmiş olmanın heyecanı ile unuttum, ama önemli olan Lennon'ın geçmiş olsa da ölüm yıldönümünü anmamız.
Let It Be

14 Aralık 2008 Pazar

The Organ - Grab That Gun

14 Aralık 2008 Pazar 1

2004 yılında çıkarmışlar Grab That Gun adlı ilk ve son albümlerini. Biraz geç oldu keşfetmek için, ama geç olsun güç olmasın tabii ki. "İlk ve son albümleri" dedim, maalesef 2006 yılında dağılmışlar. Fakat bu yıl içersinde yayınlanmamış materyallerinden oluşan Thieves adlı bir EP çıkarmışlar. Her neyse konu bu değil. Brother adlı şarkının bana arkadaşım tarafından dinletilmesiyle tanıştım bu grupla. "aa çok iyiymiş lan" dedim. Girl band bi de bunlar, araya sıkıştırayım. Böyle. Albümün açılış şarkısı zaten Brother. Girdiği anda Morrissey vokali filan girecek zannediyor insan, ki vokal girince hakikaten de bir post-punk hava taşıdıkları kolaylıkla fark edilebiliyor. Buyrun dinleyin.

Grab That Gun
password: dijeli.org

11 Aralık 2008 Perşembe

Noah and The Whale-Peaceful, The World Lays Me Down

11 Aralık 2008 Perşembe 2

Noah and The Whale bizlere İngiltere, Twickenhan'dan seslenen bir diğer yeni nesil indie-folk gruplarından. Grup 2006 yılında kurulmuş ve temelde dört kişiden oluşmakta.ilk kurulduğunda içinde Emmy The Great'i ve güzide seslerden biri olan Laura Marling'i de barındırmaktaydı. sonra bunlar müzik kariyerlerine solo albüm yaparak devam etmek istemişler ve ayrılmışlar gruptan ama grupla bağlantılarını koparmamışlar. tam anlamıyla grubun içinde bulunmasalarda hala grupla çalışmaya devam ediyorlar. grubun adı, grup üyelerinin çok sevdiği bir film olan The Squid and the Whale ve filmin Noah Baumbach adlı yönetmeninden gelmekte.grubun ilk albümü olan "Peaceful, The World Lays Me Down" 2008 de piyasaya sürüldü. folk türünde bir albüm olan Peaceful, The World Lays Me Down dinlemesi son derece keyifli ve neşeli bir albüm. albümü dinlerken ne zaman başlayıp bittiğini anlayamıyor insan. albümdeki en dikkat çekici şarkı "5 Years Time". insanı en canı sıkkın en mutsuz halindeyken bile neşelendirmeyi başaran bir şarkı. şarkı çıktığı yıl ingiltere listerinde ilk on'a girmiş. ki yerini fazlasıyla hakeden bir şarkı. dinlerken sizi son derece mutlu edecek, yer yer içinizde zıplayarak dans etme isteği uyandıracak, yer yer güzelim şarkılara suratınızda aptal bir gülümsemeyle eşlik etmenizi sağlatacak bir albüm arıyorsanız. Peaceful, The World Lays Me Down tam size göre.
iyi dinlemeler,sevgiler, saygılar, sağlıcakla kalın.

5 Aralık 2008 Cuma

Beach House

5 Aralık 2008 Cuma 0




Beach House aslında bir süre sonra alışkanlığa yönelen bir müzikli oluşum. İçinde alabileceğiniz, melankoli, uçma hevesi, suyun içinde olma durumunu fazlasıyla taşımaktadır. Alex ve Victoria’nın icat ettiği bu oluşum isimsel olarak çok fazla renkli görünse de çoğu zaman yaşadığı karanlığı anlatmakta. İlk olarak önerilen şarkıları muhtemelen “Gila” olacaktır. Buna alışın ve evet önce onu dinleyin! İyi bir başlangıç yaratacaktır da.

Zaman zaman “Cocteau Twins ‘ e benziyorlarmış..” şeklinde söylemler dolaşmakta. Ben sadece grubun “yavaş melodileri”nin altından bunun çıkarılmasını doğru bulmadığımı söylemek isterim. Maryland (Amerika), ismi Lord Baltimor’un kolonilerinden gelen bir kentten çıktıkları bilinmektedir efendim. Çoğu zaman icra edilen müziğin topraklarındaki ses, coğrafi koordinatları ve tarihi varlıklarının doğru orantısında olduğu için, gerçekten bu körfez kent merak edici bir husus.


Kendi adını taşıyan ilk albümleri “Beach House” 2006 yılında piyasaya sürüldü. Çok geçmeden, gereksiz uzun aralıklar vermeden 2008 için “Devotion” albümü kesinlikle mükemmel olmuştur… kendilerini “adadıkları” için teşekkürlerimizi Türkçe karakterlerimizle sunuyoruz.

Beach House.

Devotion.

şifre: mp3moviewarez.blogspot.com

1 Aralık 2008 Pazartesi

El Perro del Mar - God Knows

1 Aralık 2008 Pazartesi 2

Son üç yazıdır video koyuyorum, farkındayım. Ama o kadar güzel şeylere rastlıyorum ki, eklemezsem kötü şeyler olucak gibi hissediyorum.
El Perro del Par hakkında blogda daha önce bi yazı yazılmıştı. Bu şarkıysa, Sarah Assbring'in El Perro del Par isimli, ikinci albümünün ikinci şarkısı.
Hoş bir animasyon klip daha.
Karşınızda Sarah!

Search

 
◄Design by Pocket► Distributed by Blogspot Templates