11 Nisan 2010 Pazar

MGMT - Congratulations

11 Nisan 2010 Pazar 7


MGMT duosu ile müziğe Back to the Future-esque yolculuk devam ediyor...

Şahsen MGMT, Vampire Weekend yahut Kings of Leon gibi grupları görünce bi iç geçirmiyor değilim. Global sounda bayağı ayak uydurmuş gençler gibi hepsi, üstelik vizyonları da geniş. İşte bu naçiz blog için ilk yazımda; 2010 da Congratulations albümü çıkan MGMT.

İlkin biraz geriye; bir kaç yıl evvele ışınlanıyoruz, Oracular Spectacular albümünün çıkışına. “Kids” ve öteki tüm mühimmatları ile; Arcade Fire’ ın bayık soundunu shoegaze klavyeleri ve 80'lerin kült figürleri ile bir kademe üste taşıyan Brooklynli bu gençler, pop ve ilerisi için ışığı vermişti. Tabii nereye verdiğini tartışabiliriz. Her neyse.

O dönemin ardından; MGMT 2010 yılına Congratulations albümü ile girdi; yukarda belirttiğim 80'ler yolculukları da devam ediyor. Bu sefer Harlem’den çıkıp, kuzey İngiltere’ye doğru uzanan bir rotaları var. Arada bir kaç geri dönüş ile 60'lar “psychedelica “ sı ve David Bowie – Brian Eno gibi kült figürler de “modernizm” den nasibini almış.

EEEveeet... Albümün açılışı, Alex Turner’in “The Last Shadows of Puppets” ile projesiyle aynı mecraya ışınlıyor bizi. Fakat bu sefer biraz daha farklı bir şekil, “surf” sedaları ile. Ve bence bir A1 şarkısı 2000'lerde nasıl olmalı, “It’s Workin’” çok güzel bir yanıt.

Ve ardından dinleyenleri C86’in müthiş ihtişamı, göz kamaştırıcılığı bekliyor artık. Ben bu albümü sırf “Song for Dan Treacy” için dahi alırım. O kadar diyeyim. Dan Treacy ile alakalı bir enformasyon addetmem gerekirse; nevi şahsına münhasır, TV Personalites'in demirbaşı; C86 akımında, BMX Bandits, Teenage Fanclub gibi grupları Creation Record’a kazandıran adam... Ve MGMT ne kadar dikkatli olduğunu gerçek bir C86 insanına, bir C86 soundu şarkı armağan ederek kanıtlamış aslında.

2. parça, c86 akımı ardından Harlem’ e dönüp; bir Motown tadı almıyor da değiliz. “Someone Missing”, aynı zamanda albümün singlelarından “Flash Delirium” dan evvel gelen bir Neo-Soul-r&b şarkısı gibi (Raphael Saadiq tip vokalleri dolayısıyla) Ve “Flash Delirium” ile tekrar denizaşırı Londra’ya bu sefer bütün albümlüğüne dönüyor gibiyiz; tabii, o şarkıda azıcık Kanada barok’ u tadı da yok değil...

“I Found a Whistle”, uzunluğu ile dikkatleri çeken Siberian Breaks, çoğu insan için özel anlamları olabilecek “Brian Eno”, benim çok ilgincime giden “Lady Dada’s Nightmare” ve albüme adını veren, son şarkı “Congratulation” tamamıyla İngliz uzuvlu; Pink Floyd, Bowie ve Beatles arasında gidip getiriyor, “Lady Dada’s Nighmare” ve “Siberian Breaks” de özellikle, geçişler ve altyapıları ile Dark Side of The Moon'a selam niteliği taşıyan şarkılar olarak göze çarpıyor...

Evet,bir NY entelijansiya duo olan MGMT; dinlediklerini harkulade harmanlamış ve içimize sindirmiş. Gerisi dinlemeye kalıyor.


(bu arada, eskatolojik ya da antropolojik bilgi değil ama; çok ama çok sevdiğim Flaming Lips’in 2009 daki embrionic albümü için bir şarkı kaydetmişti MGMT, saykodeliklik belki de oradan geleceğinin habercisi oldu.)

"Enjoying 20th Age’s Prime Spring" "Nevruz!"


Size bir toplama yaptım. Aslında kendime yaptım. Attım Oynatıcı’ma, oynuyor onlar, ben de uzaktan izliyorum. Paylaşmamak ayıp olurdu sanki?

Belki alakasız, belki içinden geçenler. Umarım sinir olur, sever, kızar, üzülürsünüz.
Böyle bir şarkıyı neden yaptınız sevgili Bear, dağlamak amacı gütmemeniz gerekirdi sanki?
Ama gayet güzel kısmı:
“Walk out another road, something is muffled, another chuckle.”
2.       Efterklang – Natural Klang
Danimarka baharı sanki. Şarkıdan ziyade grubun isminin yazıldığı gibi okunmasından bahsediyorum. EFTIERKLANKG!
Belki de bahar yorgunluğundan daha iyi gelebilecek bir şey varsa o da,”öforik teslim”dir bu deneyselliğe, ki oldukça garip bir “psychedelia” içindeyse? Bu grubu ev tavşanını sever gibi çok sevmek!
Piyanoyu sevmen içindi. Tamamen bahar için değil aynı zamanda, film fon müziğimiz bu senle bizim. Sahildeki ayrılma sahnemizden.
Aslında gerçekler hep Yonsicim’de.
Grup ismi ile şarkının uyumu gözleri kapatıp dinlemeye değer, sanırım bir de glockenspiel
sesi alıyoruz… Evet evet yaz geliyor.
7.       Mumford & Sons – Roll Away Your Stone
Mumford & Sons’un bu albümünden (Sigh No More, 2009) şarkı seçmek ne kadar zordur belki bilen bilir. Garip bir de etkisi var ki, alışkanlık yapma gibi, hadi topluca dinleyelim.
53 milyon dinleyeni ayrı ayrı sevmeleri gerekir, bu şarkıları ile beslemek de…
Şarkıdaki iç huzuru duyabilmek gerçekten çok güzel bir duygu. Hüzünlü gibi olsa da.
Biz de seni seviyoruz Coni!
Belki en iyi şarkısı değil Bright Eyes’ın, ama bazen şarkı bir şeyler anlatır, anlatır… Ağzında büyür insanın. Sanki onu diyor.
Zach Condon, başarılı bir Hollywood starı benim için, bu şarkıyı doğum gününe armağan etmiş olmalı. Yani tamamen benden çıkma bir yalan da olsa bu cümleler, müziğine olan aşırı düşkünlüğümü özetleyecek bir şarkısı da olmasa da; bu bahar, ben doğarken kendi de çalıyor kendini. Onu o yapan şeyleri.
“Bu şarkıyı çalıp ayrılacağız şimdi sahneden…. Hızlı çalalım ama! Eskilerdeki gibi…” NMH.
“Çevre önemli ama.” Umut sarıkaya.
Şarkıyı duyduğum zamandan beri ne kadar üzücü olduğu gerçeğini görmezden gelip neredeyse yemek yaparken dinlemeye başlayabileceğimden korktum. Belki siz de korkmalısınız… O her şeyi yapmış, siz? Korku? Evet.
Sonunun çok üzücü ama çok şahane olmasını hangi yönetmen istemez?

10 Nisan 2010 Cumartesi

The Birdcage&Samet Çiçek

10 Nisan 2010 Cumartesi 0


Evet. Böyle birşey oldu çok aniden. Ben Bodrumdan kalkıp geleceğim, Samet de İstanbul'dan. Bir gecede karar verdiğimiz konser için bir geceliğine İzmir'de olacağız.

Facebook event sayfası için buraya
Samet Çiçek myspace sayfası için buraya
The Birdcage myspace sayfası için buraya bakabilirsiniz.

Search

 
◄Design by Pocket► Distributed by Blogspot Templates