
Şimdi önüme attılar Morrissey’in son albümünü; “al bakalım sen hak ettin” şeklinde. Evet, işin ucundan tutmanın öncelikle araştırmadan geçtiğini biliriz. Kaç albüm, kaç grup, kaç yapımcı, on milyon tane kaç. Zaten Morrissey yaşlılığında olduğu kadar gençliğinde de üretken olduğuna eminim. Çünkü The Smiths ve kendi albümlerini sayamadım. Morrissey kaç yılında gözlerine dünyaya açmış çok da ilgilenmedim. Ne yaptım biliyor musunuz! Bu albümün hepsini “media player”a sürüklemedim. Saygı duydum. Biri bitince diğerini sürükledim. Şarkı aralarında boşluk verdim. En sevdiğim diziyi izliyormuş gibi yaptım. Arada kalktım su içtim. Albüm kapağındaki çocuğu düşündüm. “Kimacabaao” bile dedim. “morrisseyebaknekadaryaşlıartık” dedim sonra. Böyle ilkel ama saf duygularımla dinledim albümü.
Aslında daha çıkmadı bu albüm ve 17 Şubat 2009’da çıkacak. Aslında bazen Morrissey’in Smiths severler tarafından saygı duyulduğu için dinlenebildiği söylenebilir. Fakat itham olur derseniz, belki de haklısınız, bana öyle gelmiş.
Ringleader of the Tormentors bundan bir önceki albümdü ve toplama olması çok da mutlu etmemişti. Zaten akabinde plak firmasını değiştirip bu albümü xxx diye bir yerden sunmuşlar. Böyle olunca insan düşünmüyor değil, “ya paraların bitmesinden ya da harbiden unutulmaktan korkuyorlar olum.”
Neyse sonuç olarak zaten canım Morrissey. Ne yapsın sevesimiz var. Ülkemizde yine yine göresimiz var. Years of Refusal için, zaten tanıdığımız parçalar ama yenilerini de barından büyük bir şarkı. Bölünce içinden şarkılar çıkmış bir albüm. Morrissey’in bütünlüğü.
Sevdim ben, siz de dinleyin güzel sözler var.